7 Ocak 2012 Cumartesi

Tada, Kimi Wo Aishiteru ( Heavenly Forest )

Genelde romantik komedi izleyen bir insanım. Nedenini bilmiyorum ama duygusal filmler kalbime alarjik reaksiyon verdiriyor. Eğer film beni derinden etkilerse günlerce unutmam mümkün olmayabiliyor. Sırf bu yüzden kendime dram izlemeyi uzun süre önce yasakladım.
Yılbaşı dolayısıyla bize gelen kuzenim tam anlamıyla hüzün hastası olunca yasağımı bir kerelik bozmak zorunda kaldım.
Yaklaşık yarım saat Burcu sultan'ın izlemediği duygusal bir film aradım. Özellikle asya yapımı olması koşulu ile açtığım neredeyse her film kuzenim tarafından izlenmişti. Tam umutlarım tükendi dediğim anda Heavenly Forest'le diğer bir deyişle Cennet Ormanı filmiyle karşılaştım. Japonya yapımı romantik, dram türü bir film. 2006 yılında yapılmış. Başrol oyuncuları Aoi Miyazaki,Hiroshi Tamaki.
Aslında Japon sineması hakkında pek de bilgili değilim, oyuncuları da ilk olarak bu filmde izleme fırsatı yakaladım.  



Filmin Konusu




Film Makoto (Tamaki Hiroshi) adında bir fotoğrafçının Noel'de New York'a en iyi arkadaşı Shizuru'yu (Miyazaki Aoi) aramaya gitmesiyle başlıyor. New York'dan güzel sahneler gösterilirken diğer yandan geçmişi bize anlatmaya başlıyorlar. Makoto üniversite giriş seremonisini eker ve girilmesi yasak olan ormana bakmaya gider. Bu sırada yaya geçidinde ısrarla bekleyen garip görünüşlü bir kızla Shizuru'yla karşılaşır. Genç, kıza sürücülerin durmadığını ilerdeki geçitten geçmesini söyler ama kız bunu umursamadan beklemeye devam eder. Makoto Shizuru'nun resmini çeker ve ordan uzaklaşır...




Sıkıntılı bir derste sağına soluna bakarken nağmıdeğer ikinci kız Miyuki'yi görür ve ondan etkilenir. Aynı zamanda Shizuru ile aynı sınıfta olduklarının farkına varır. Sizuru İçine kapanık Makoto'yu neredeyse zorlayarak arkadaş olmalarını sağlar. İkili yasak ormanı sık sık ziyaret edip buranın güzelliklerini çekerken yakın arkadaş olurlar.


Shizuru'ya doğum günü hediyesi olarak ne istediğini soran Makoto Hiç beklemediği bir cevapla karşılaşır.Bir fotoğraf yarışmasına katılmak isteyen Shizuru, ikisinin öpüşürken fotoğraflarının çekilmesi fikrini sunar. İlk öpücük, aşk öpücüğü konseptli bir resim. Makoto genç kızın bu isteğini kabul eder ve ikisi ilk defa öpüşür.Ancak, o günden itibaren Shizuru Makoto'nun hayatından kaybolur. Zamanla Makoto Miyuku'ya hissettiklerinin dışında arkadaş olarak gördüğü Shizuru'dan hoşlandığını farkedicektir.



Sevdiklerim




Başrol kız gerçekten çok tatlıydı. Gözlüklerin ardındaki tatlı gözleri, tuhaf ama şeker mimikleri ve büyüyüp mükemmel bir kadın olacağını tekrar edip durması. Göğüslerim kocaman olucak, süt dişlerim düşücek ve boyum uzun olucak. Her erkeğin beğendiği bir kız olacağım ve sen benimle olmadığın için pişman olucaksın.Filmde neredeyse dört beş kere memelerim kocaman olucak dedi ve beni gülme krizine soktu.Hele ormanda öpüştükleri sahnede çocuk kıza “Sen uzadın mı?” dediğindeki tepkisi. “Bunu şimdi mi farkediyorsun? Sana büyüyeceğimi söylemiştim. Memelerim de büyüdü, görmek ister misin?”



Çocukla aynı evde kalmaya başladığı ilk gün “Param yok ama borcumu ödeyeceğim.” demesi. Çocuk sana bir şey yapmayacağım dediğinde “Pişman olucaksın deyip minicik mindere kıvrılması. Küçücük bir şey zaten. Ya da çocuğun alarjisi için kullandığı kremi vazelin sanıp sapıklığa vurması. “Saklamana gerek yok, sen gençsin. Tabi ki böyle şeyler kullanabilirsin.”
Çocuğa kardeşinin hastalığı hakkında söylediği söz. “Bu hastalığa yakalananlar aşık olunca ölüyorlar.” O an için anlamsız gelen kelimeler sonda yumru oluşturdu boğazımda. Ve Miyuku için ekildiğinde Makoto'ya söylediği “Önce cenneti verip sonra cehenneme atıyorsun. Pis şeytan.”
Kızın şekerliği duygusal bir filmi yumuşatmıştı bence.


Mükemmel Orman...

Film boyunca defalarca gördüğümüz ve filme ismini veren orman gerçekten cennet gibiydi. Orda olmak ve o güzellikleri görmek. Sanırım Shizuru'ra hak veriyorum. Öyle bir ortamda yanımdaki kim olursa olsun aşık olabilirim. Bi kere ortam büyülü.






Filmdeki favori erkek oyuncum.

Başrol olmasa da dikkatimi çekmeyi başaran kaçık bir tip. Özellikle Makoto'yu sırtında hastaneye taşırken sarfettiği efor ve hoş tipiyle ilgimi çekti. Filmde teni fazla esmer olsa da bu çocuğu daha önce beyaz bir şekilde bir yerde gördüğüme eminim. Bir yerde izledim ama nerde? Neyse canım favori erkek oyuncum o.







Ve film boyunca deli gibi merak ettiğim Shizuru'nun kadınsı hali. Ben onun tuhaf görünüşünü beğendim ama bu halinede hayır diycek adam tanımıyorum. Güzel kız, boşuna favori kız oyuncum değil bu filmde..


Sevmediklerim


 Başrol çocuk. Başlarda kız gibi güzel bulduğum ama ilerleyen sahnelerde pek de beğenmediğim bir kişi tarafından canlandırılmış. Bi kere güldüğünde gerçekten ama gerçekten tipsiz oluyor başrol ve sizde Kore sineması özlemi yaratıyor. Film boyunca Makoto her güldüğünde ekrandan uzaklaştım Ya da “Sen gülme yakışmıyor.” diye bağırdım.





Miyuku'nun arkadaşları Shizuru için ucube dediğinde Makoto'nun tepki vermemesi. Bunları duyup ormana kaçan kızın sevdiği krakerlerden alan genci hemen affetmesi. Bu beni rahasız etti ama kötü bir teday değildi aslında. Nedense bu asyalı kızların gurursuzluğu ya da erkek peşinde koşması sinirime dokunuyor. Veren taraf her zaman kızlar oluyor ve buda hoşuma gitmiyor.



Kızın vicdansızlığı biraz sinirimi bozdu doğrusu. Yapılır yapılırda bu kadarı... İnsan düşmanına böyle vicdan azabı vermez. Çocuğu sevemedim ama üzüldüm doğrusu. Kız kayıplara karıştığında yağmurda sırılsıklam olup günlerce evde cayır cayır ateşle kızı bekledi. Tam hayatı normale döndüğünde böyle şeyler yaşaması. Yazık ne diyim.




Tavsiyem


Eğer hüngür hüngür ağlamak istiyorsanız, bu filmi izlemeyin derim. Tamam son dakikalar bayağı dokunaklı ama öyle dram dolu bir film değil. Bir kere kız çok sevimli ve gülümsemenize neden oluyor. Ama filme haksızlık etmek istemem finalde golü atmışlar. 

Eğer içinde azcık dram barındıran romantik ve biraz da mekanları hoş bir film izlemek istiyorsanız Tada, Kimi Wo Aishiteru size göre. Hem gülebileceğiniz hem ağlayabileceğiniz bir yapıt. Japon sinemasının güzel bir örneği...

3 Ocak 2012 Salı

T-ara Farkı Bu Olsa Gerek...

 Cinsiyeti kız olan bir Kore takipçisi olarak kız gruplarıyla pekte ilgilenmiyorum. Canlı performansları facia olan ya da playback takılan kız grupları çoğunlukta. Kore müzik dünyası için önemli olan fizik gibime geliyor. Uzun bacaklar ve narin bir vücut... Sayısını tam olarak bilmediğim onca kız grubu bir yana dursun T-ara favori kız grubum oldu son zamanlarda.
Öncelikle sesleri gerçekten güzel. Her biri farklı ses tonuna sahip ve yetenekliler. Klişe gruplardan değiller. Aşırı sevimli ya da aşırı kaçık takılmıyorlar. Her şeyin ortasını bulabiliyorlar, abartı yok.


Üyelerden ilk olarak tanıştığım Park Ji Yeon'du. Büyük bir umutla izlediğim God Of Study dizisi sonuyla beni hüsrana uğratsada Ji Yeon'la tanışmama neden olmuştu. Kocacım kocacım diye dolanan arsız bir kız. Gerçekten ısrarcı yapışkan koreli kızlardan zerre hazzetmeyen ben bu kızı çok sevdiğimi itiraf etmeliyim.


İkinci farkındalığım Dream High dizisiyle yakınlaştığım Eun Jung oldu. Genellikle küçük kötü kız rolleriyle karşıma çıkan ama dikkatimi çekmeyen bu kız nedense bu dizide pek bir hoşuma gitti. Kötü karakterleri her zaman iyilerden daha çok benimseyen ben onuda fazlasıyla sevdiğimi söylemeliyim. Kardeşimle ona taktığımız lakap İYİ AMA KÖTÜ OLAN KIZdı. Kabul edelim Dream High'da ne iyi nede kötü diyebilirdik Eun Jung'a.





Son olarak diziden tanıştığım grup üyesi Hyo Min. My Girlfriend İs a Gumiho dizisininde oldukça geri planda kalsa da Cha Dae Woong'un gıcık noonasından daha çok ilgimi çekti ve severek izledim.


Başlarda bu üç favorimin aynı grupta olduğundan hatta müzikle ilgilendiğinden bi haberdim. İlk farkedişim T-ara Apple is A klibiyle oldu. Şeker müziği ve sağa sola serpiştirilmiş elmalarla küçük kuzenime dinlettiğim şarkıyı daha sonra tek dinledim ve Ji Yeon'u gördüm. Sırf kız grubu diye araştırmadım ve geçtim. Sadece dinlediğim şarkıyla ilgilendim. Grubun minik peri üyeleri dikkatimi dahi çekmedi.
İkinci şoku Like The First Time klibiyle yaşadım. Klibin başınta aptal saptal hareketlerle ilgimi çeken, kulağını karıştırıp koltukta sereserpe yatan kız yavaş yavaş güzelleşince ağzımda koca bir gülümsemeyle dona kaldım. Aaaah! Bu Gumiho'daki kız değil mi? T-ara'da mıymış?
Son şok. Rolly Polly. Klip boyunca doğalda güzel olunabilir dedim. Şarkının hareketli havası kafamı sağa sola sallamama neden olurken Eun Jung'u gördüm. Yok artık bu iyi ama kötü kız değil mi? Oda mı burda? Yuh dediğinizin farkındayım ama ilk iki şarkıda dikkatimi gerçekten zerre kadar çekmemişti Eun Jung. Onun o olduğunu anlamamıştım.
Şimdi bunlardan neden bahsettiğimi anlamadığınızın konu başlığıyla alakası olmadığını düşündüğünüzü biliyorum. Esas konuya geçiyorum hemen..


 Cry Cry ve T-ara Farkı 





Yeterince merak etmediğimden ya da vaktim olmadığından. Nedenini tam olarak bilmesemde T-ara'nın uzun soluklu klibini izlemeye daha önce fırsatım olmamıştı. Dün ikincisi çıkan ve artık izle beni diyen videoyu açtım ve kulaklıkları taktım. Aslında başta izleme nedenim T-ara değildi dürüst olmalıyım. Cha Seung Won nağmı değer Dok Go Jin. Sırf onun için başladım film tadında klibi izlemeye.
İzlediğim Teaserlar da kötü adam olduğunu düşündüğüm Ajussi'nin aslında dedektif vari bir insan olarak karşıma çıktı. Cha Seung Won'a bu sert tavırları gerçekten çok yakıştırdım. Sırf bu klipten sonra Athena Goddess Of War dizisini izlenicekler listesine koydum açıkçası. Ajuşşi karakteri gerçekten çok hoşuma gitti. Katı bir görünüşün altında yatan dev sıcaklık. Ağlamaklı sert bakışlara zaten söyliycek bir şey bulamıyorum. Cha Seung Won benim çirkin kralım. Onu gerçekten çok seviyorum.


Gelelim klibe... İzlemeyen ve benim gibi geç kalanlar için...
T-ara Cry Cry Türkçe Altyazı / Part 1
T-ara Cry Cry Türkçe Altyazı / Part 2


İzleyenler İçin....


Bang bang ilerliyen Ajussi küçük kızıyla saklanan babanın olduğu odaya girer ve silahını doğrultur. Babanın kızına doğru eğilişini yanlış anlar ve tetiğe dokunur. Sahne gerçekten çok dokunaklıydı. Çirkin kralımın şaşkın ve pişman suratı, küçük kızın appa appa diye ağlayışı ve babanın yaralarına rağmen kızına sunduğu tavırları. İnanın babaya mı üzülsem, kıza mı ağlasam ya da çirkin kralıma mı acısam bilemedim. Fazla dokunaklı bir sahneydi gerçekten.


10 sene sonra gerçekten güzel bir kıza dönüşen Ji Yeon ve babasının katili ajussi. Ortak olmuş ve birlikte çalışmaya başlamışlar. Başlarda kızımızın babasını öldüren herifle ne işi olduğunu baya merak ettim doğrusu. Sadece bana şeker gelen çirkin kral onada hoş gelmiş olabilir =) Bu arada şeker kız Ji Yeon'u böyle sert bir bayanı oynarken görmek. Bu hali ona yakıştırdım, ve makyajı çok hoşuma gitti...
 İkili aradıkları suçluyu bulmak için gizli kumar oynanan bir mekana daldılar ve Cry Cry şarkısı hareketli bir hal aldı. Genelde Remixlerden zerre kadar hazzetmeyen ben şarkının iki versiyonunuda sevdim doğrusu. Bir şarkıyı dinledikten sonra farklı ezgilerle dinlemem mümkün olmuyor. Yadırgıyorum ama Cry Cry her haliyle hoştu. Favorim Ballad versiyonu ama ikinciside hoştu...

Ajussi'nin Geçmiş Korkusu...  







Aranan yeni suçluların listesine bakan ikilimiz kendileri için iş seçmeye çalışırlar. Tam da bu anda en yüksek fiyatın verildiği en çok aranan kişiyi görür kızımız.Tamı tamına 100 Milyon Won...

Geçmişinde bıraktığı yüzü gören Çirkin Kralım berbat bir kabusa uyanır. Büyük Ji Yeon yaralı babasının başında nefret dolu gözlerle Ajussi'sine bakmaktadır.Bir süre sonra kızımızda babasının öldüğü günü görür ve katili bulmak için Ajussi'sinden yardım ister. Karanlıkta kalan yüzünü hatırlamadığı babasının katilini bulmaya ve intikam almaya kararlıdır. 

Açıkçası burda Çirkinime çok acıdım.  Kız yanında "Korkuyorum Ajussi, babamın katilini bulmalıyım. Yardım et." dediğinde kendimi bir an için onun yerine koydum da berbat bir durum gerçekten...Değer verdiğiniz biri sizden intikam almak için yine sizden yardım istiyor. Üstelik dev bir vicdan azabıyla baş başayken siz...

100 Milyon Won'luk adamla şans eseri karşılaşan kızımız onu yakalamak için takip eder ve yakalanır. Cüzdanında sakladığı resimler geçmişte kim olduğunu ve babasının katilini ortaya çıkarırken bunu kabullenmek pekte kolay değildir.

Ve hesaplaşma anı. Ajussi büyük bir telaşla terkedilmiş binaya dalar. Karşısında gördüğü kıza Ji Yeon'ah kınçanaaa diye bağırırken asıl olucaklardan habersiz ve telaşlıdır.



Bakın bir su bakışlara... Pişmanlık akmıyor mu? 


Gerçekten kızın babasının ölümünden sonra vay dediğim bir andı. Adamın dayakla yere düşmesi ama hala kıza bakması. Kızın adamı değilde genci vurması. Babasının katili olduğunu bilmesine rağmen hem de. Sonra kıza vurduklarını gören ajussinin ayağa kalkışı ve vuruluşu, o anda bile kızı hatırlayışı. Cry Cry'da beni en çok etkileyen ikinci sahneydi. Başlayış ve bitiş gerçekten çok hoş kurgulanmıştı.




 Lovey Dovey ve T-ara Farkı 

İzlemeyenler İçin



...Favori sahnelerim... 

Ajussi ve Ji Yeon'nun yeniden karşılaşması.



Fonda Çalmaya başlayan T-ara& Davichi  We Were İn Love ile gerçekten çok güzel bir sahneydi...

Açıkçası büyük ekran izlemediğim için başlarda kızın başka bir kız olduğunu pek anlamadım. Ne yapmışlar bu kıza eli yüzü şişmiş falan dedim ama farkı anlamam başka biri olduğunu anlamama yetmedi. Daha sonra ekranı büyüttüm ve izlemeye başladım. Ajussi ile yenilenen kızımızın karşılaşmasındaki soğukluğu ancak o zaman anladım. İlk baktığımda bu adam ne kadar umursamaz kıza niye bir şey demiyor falan dedim. Hatta kız ikinci kez adamın yanına gittiğinde sarhoş oldu. Ayakta dahi yürüyemiyordu ama Ajussi'si onun sokakta tek yürümesine izin verdi. Meğersem kız farklıymış annem. Estetik olmuş =)





                                                     
                                                       Eun Jung ve Ji Yeon'un Tanışması...

Açıkçası Cry Cry'ın sonunda kaçırılan kızımızın bu klipte yeni arkadaşıyla birlikte hırsızlık yapması ve arada olanları izlememek bende birşeyler eksik hissi uyandırmıştı. Nasılsa bir klip, film değil deyip geçmiştim ama başta dediğim gibi film gibi gerçekten.
Kaçırılan Ji Yeon dövülür ve sokak ortasında atılır. Karanlık bir sokakta kanlar içinde yatarken Eun Jung tarafından kurtarılır. Kabul etmeliyim. Böyle biri için ben olsam bende tehlikeyi göze alır, tek başıma onca kişinin karşısına çıkardım.



 Ve Eun Jung... 
  Bu tarz ona gerçekten çok yakışmış...



Ajussi'nin Ji Yeon'u Tanıması...



Kızımız ve ortağı arasında kurulan beden diliyle anlaşma şifresi...
Açıkçası Çirkin Kralım ile aynı anda anladım gerçeği. Kızımız meğersem estetik ameliyat olmuş. İşte bir aksiyon filminin olmazsa olmazı...

Ve Final Sahnesi...


















Ajussi Ji Yeon'u kurtarırken vurulur ve kızımız onu hastahaneye yetiştimeye çabalar. Açıkçası adamın kızın yüzüne uzanması bana ölen babayı hatırlattı. Aynı sahne sanki.Kıza gerçekten çok değer vermiş olmalı çirkinim. Başta sadece vicdan azabı olduğunu düşünmüştüm oysa... Ve son sahne. Ji Yeon Ajussi ölünce arabayı denize doğru sürer... Açıkçası bu kızın oyunculuğu çok hoşuma gitti. Baya yetenekli o ve Eun Jung..


Beğenmediklerim....
Açıkçası klip gerçekten güzeldi. Komiğime giden sadece tek bir ayrıntı oldu. Onun dışında mükemmeldi diyebilirim.

















Annem o gözde ki makyaj nedir? Tamam takma kirpik anladık, güzel duruyor kalsın da o kalem nedir. Estetik ameliyatla yüz değiştiren Ji Yung pansumanı açılıp gazlı bezlerden kurtulduğunda dört beş santim siyah  göz kalemi çekmiş şekilde gözüküyor. Gerçekten komik bir görüntü bence...
 Ufak bir ayrıntının dışında gerçekten güzel bir klip olmuş. Şarkıları, hikayesi, mekanları ve oyuncularıyla insanı  derinden etkiliyor. Müzikal bir film şöleni bence, klip demek haksızlık... T-ara , mükemmel şarkıları ve tabiki de Cha Seung Won için izlemeye değer....